“İnsanlara, onları size nankörlük yapmaya mecbur bırakacak kadar büyük iyiliklerde bulunmayınız…” Balzac
Helal olsun bu söze ve bu bloğa diyorum vesselam:)
http://bllyldz.tumblr.com
İşte bu noktada, merhamet kavramını daha bir derinden gözden geçirmek gerek miyor mu? hep iddia ederim: yanlış yerde ve miktarda kullanılan merhamet herzaman facialarla sonuçlanır.
Bu adam birgün beni öldürecek. Tellere bu kadar güzel nasıl dokunulur, bir metal diğerine sürtülerek bu kadar güzel sesler nasıl çıkarılır ve aslında en önemli olan, o melodinin her notası nasıl olurda kalbime hançer gibi saplanır, nefesimi durdurur, beni hayranlık içinde ürpertir. Nasıl, nasıl, nasıl, nasıl.......................?
.....insanlara ancak anlayabilecekleri ölçüde ve seviyede söyleyeceksin. Herkese kendi bulunduğun mertebeden hitab etme! Senin anladığını anlayamazlarsa bu suç senindir. Onların yolunu, yine onların seviyelerine inerek aydınlat; ve bir gaflet yolunun yolcularını yavaş yavaş hakikat meydanına çıkar. Onları, hatta aşkın ateşi ile, yavaş yavaş yak. Ta ki güneşte ısınıp, yanıp kuruyarak, birgün bize ses getirecek bir ney derecesine eren kamış gibi, zamanın içerisinde yanıp öyle olgunlaşsınlar. Sen , ey kamil insan, ham olanlara oluşun, olgunluğun tadını başka türlü tattıramazsın. Sözün kısası budur. Yine bunun için sözü kısa tutmak gerek vesselam.
Yorgun bir yaz akşamüstüsünde iyi gider....yanında bir de buz gibi sade soda:)
Ahhh bir de kafam normale dönse de etkin bir şekilde kitap okumaya başlayabilsem.
Uzun süreli ders çalışma periyodundan sonra birşeyler okumaya çalıştığımda hain kelimeler benimle dalga geçer oldu. Kelimeler birbirleri ile yer değiştiriyor, bir sayfadan öbürüne zıplıyor, cümleler sağa sola sallanıyor, halay çekiyorken kitap okunmuyor ki:)
Çooook yorgunum...
Sanırım bu yılların yorgunluğu.
Hani derler ya ayakta duracak halim yok.
Sanki tüm fiziksel enerjim içimden çekilip alınmış gibi.
Biliyorum, toparlayacağım.
Sınavdan sonra, kısa bir tatil, dönüşte 2 hafta tam gün klinik nöbeti, sonra kısa bir tatil...
Tatillerden bile yorgun dönüyorum.
Sanırım şu sıra ihtiyacım olan doğanın içinde tek başıma oturmak:)
Bugün fakültedeki odamı şöyle bir toparladım.
Çekmeceleri dolapları görünce içim sıkıldı.
Son 10 yıllık yaşam şeklimi gördüm onlarda.
Ne çok karmaşa, ne çok birikmişlik.
Bir kısmını keyifle attım ama dikkatle kontrol ediilmesi gerekenleri erteledim.
Hangisi atılacak, hangisi tutulacak düşünecek gücüm yoktu.
Ama randevusu alındı, onlar da yakın zamanda klasifiye edilecek.
Şimdilik şöyle genel bir düzenleme ile oda nefes alır hale getirildi.
İşin kötüsü ev de aynı durumda:)