27 Mayıs 2014 Salı

SADECE KAYBOLUP GİTMEK....



Şu sıralar tek hayalim var:
Çocuk olmak yeniden.
Çocukluğumdaki gibi tahta masayı battaniyeyle örtüp altında saatlerce kendi kendime oyun oynamak.
Çocukluğumdaki gibi bir kedim olması.
Çocukluğumdaki gibi kitaplara gömülmek.
ve kitapların sayfalarında kaybolup gitmek...........
ve o tahta masanın altındaki oyun dünyasında kaybolup gitmek...
ve kucağımdaki kedinin mırıltılarında kaybolup gitmek.....
kaybolup gitmek.............................

21 Mayıs 2014 Çarşamba

UCUBEDEN SELAMLAR


Bazen tıkanır kalır hayat. Nefes alamaz olursun. Oysaki ciğerlerini doldurmak istersin nefesle. İşte sadece bu ikisi arasındaki debelenmeden ibaret olur hayatın. Geçmiş ile gelecek arasında soluksuz koşup duran bir ucube gibisindir. Bilirsin tüm bunları ama değiştiremezsin.  En acısı da biliyor olmandır zaten.  Hep izlersin sanki jöle kıvamında şeffaf bir bariyerin ardından sen haricindekileri. Bazen cesaret eder elini uzatırsın o jölemsi bariyere, ittirirsin. Sen ittirdikçe zorlanır, öbür tarafa doğru esner bariyer ama delinmez.  Ancak o esneme miktarı kadar yaklaşırsın hayata ama bariyer hep oradadır. Yorulursun, ümidin kalmaz vazgeçersin. İzleyici olmaya razı olursun. En acısı da bilirsin, orada gerçek bir hayat var senin hiç dâhil olamadığın. Kendini ikna etmeye çalışırsın, aslında öyle bir hayatın olmadığına, izlediklerinin bir oyun olduğuna. İşte o an yine boğulursun, nefes almak istersin. Hücrenin sana müsaade ettiği ölçüde nefesini alıp izlemeye devam edersin. Bu hücrede yaşarken kırgın olursun, kızgın olursun en çok da ürkek. Gerçek insanlar sana kızlar, kırılırlar haklı olarak. Çünkü bir ucube gibi davranırsın. Kim bilir belki de acıdan korunmak için bile isteye sığındığın yer senin hücren olmuştur. O kadar korkmuşsundur ki acı çekmekten bu esarete razı olursun. İşte bazen tıkanır kalır hayat ve sen derin bir nefes almak istersin......

12 Mayıs 2014 Pazartesi

Life for rent


"Kalbim bir kalkanken ve onu indirmeyecekken 
Başarısız olmaktan, denemeyi bile göze alamayacak kadar korkarken, 
Yaşadığımı nasıl söyleyebilirim, 
Eğer hayatım kiralıksa."


8 Mayıs 2014 Perşembe

Gidişini öperek uyandırdım bu sabah ayrılığı. 
Fırından yeni çıkan bekleyişler satın aldım. 
Kırmızı mavi ekoseli yalnızlığımı serdim masaya. 
Manzaraysa ayrılığa sıfır! 
İşte herşey hazır… 
acılarımla iki lafın belini kırdık.
Yokluğunda bir kuş sütü eksik…
Yalnızlığım ve ben…
Seni çok bekledik…
CEMAL SÜREYA


şimdi bir unutmak
gelip kıvrılsa başucuma
uyku gibi
ölüm gibi
öyle unutsam ki
bir sabaha uyanarak
yaşar gibi
yeni gibi
bir sel gelse, alsa
götürse süprüntüleri
huzur gibi
aşk gibi
alsam ruhumu da yanıma
düşsek hayallerin peşine
çocuklar gibi
şen gibi

5 Mayıs 2014 Pazartesi

RÜYA


O kadar güzeldi ki uyandığıma pişman oldum.
Sicim gibi yağan yağmurun altında kollarımı açıp koşmak.
Mis gibi yağmur kokusu burnumda.
Özgürlük hissi hücrelerimde.
Rüyalarıma taşınsam diyorum.
Alıp başımı "yok yok aslında alıp sadece yüreğimi" gitsem buralardan.

Kocaman ama işe yaramaz başım ve içindekiler burada kalsın mümkünse, ait oldukları evrende.
Göğüs kafesine soksam ellerimi.
Hadi desem yüreciğime, yeter bu kadar.
Zamanı geldi göçmenin.
Gidelim bu diyardan.
En kıymetli, en hassas hazineyi taşır gibi,
Yavru bir kuşu tutar gibi tutsam onu avuçlarımda.
Onca yarası varken acımasın canı.
Korkaktır ürkmesin hani.
Baksak birbirimize, kavuşmanın hüznü,
Yeni umutlara yelken açmanın heyecanı ile.
Ve bilsek ikimizde,
Gitmekten başka bir seçenek olmadığını. 






Hoşgörü, doğanın ilk yasasıdır. Eğer, öfkeni aklınla yenemiyorsan, kendini insandan sayma..''
Voltaire
"Suçlamak anlamakdan daha kolaydır. Anlarsan değişmen gerekir "

P.Safa