Canım Babam,
Belki çok küçükkenki hallerim hariç, sana şöyle bir ağız dolusuyla "canım babam" dememiş olmamın burukluğunu bir kenara bırakacağım bugün. Kalp krizi geçirdiğinde ve sonrasında yanında olamayışımı ise hiç dillendirmeyeceğim. Seni arabadan indirdiğimizde yürüyemiyecek haldeyken, kolllarından seni tutamayışım da cabası. Yumuşacık kalbini, yumuşacık bakışlarını anlatacağım. Çocuklarla size geldiğimde, onlara kızarsam eğer "kızma kızım" deyişini hatırlayacağım bugün. Bana her sarıldığında, ellerinle sırtımı yoklayıp, çok zayıfsın kızım deyişini ve benim sana kızışımı. Hep kambur duran sırtımı düzeltip, dik dur kızım deyişini. Seninle gençlik parkında ayı yogi ve bobo tiyatrosu yapışımızı. Bana kutu ile tatlı sakız alışını. Kızım, işe girmene çok sevindim derkenki, yürek rahatlamanı hatırlayacağım sadece. Diğerlerini anımsamak çok acı babacım. Hatalarımı hatırlamak ise en kötüsü. Şimdi, senden sonra daha az hata yapmaya çalışıyorum. Benimle gurur duyman için. Kilo aldım artık, sırtımda kemiklerim sayılmıyor. Aklıma geldikçe dik de duruyorum. Çocuklara kızmıyorum. Senin yerininde çok güzel olduğunu biliyorum. Her zaman istediğin gibi deniz kenarındasındır eminim. Rüyalarımda beni hiç yalnız bırakmadığın için de ayrıca minnettarım sana. Babacığım, babalar günün kutlu olsun, ellerinden öpüyor, sıkı sıskı sarılıyorum sana, yanaklarını kokluyorum belki de ilk kez. Bana göre sen dünyanın en tatlı en sevecen babasısın. Beni duyuyorsun dimi? iyi duymana çok sevindim o zaman. Seni en emin ellere emanet ettim. canım babam bende emin ellerdeyim, için rahat olsun. Her kızına senin gibi yürekten "kızım" diye seslenenlerde senin sesini duyuyorum. Ve en çok neye seviniyorum biliyormusun: artık, hiç birzaman, o lanet psikiyatri kliniklerinde olmayacağına. Torunların seni çok seviyor ve yumuşacık yüreğini hatırlıyorlar canım babam. Birgün kavuşacağız biliyorum. İşte o gün sana kendimi affetireceğim. Rahat uyu, melek kalplim.