23 Temmuz 2010 Cuma

SUİZAN

Bazen görünürdeki senaryo bizi öylesine yanıltır ki. Öylesine gerçekçidir ki. Zihin onu hemen kabullenir. Çünkü zihin egodan beslenir. Bu senaryonun üzerine yargılar oluşturur. Kendini tatmin eder. Kırılır, kızar, küser, tavır alır.
Oysa,
Herşey hiç de göründüğü gibi olmayabilir. Böyle durumlarda:
1-Acaba o kişi bunu yapar mı, karakteri buna müsait mi, düşünülür?
2-Daha önce başka birine böyle bir davranışta bulunmuş mu, düşünülür??
3-İnsanoğlu çiğ süt emmiş, herşey beklenir deniyorsa, mutlaka gidilir konuşulur. Böylelikle ne kendi içimizi üzmüş, aklımızı yormuş oluruz, ne de başkasının günahını almış. Ve de en önemlisi, kalp kırmamış, haksızlık etmemiş oluruz.
Benden söylemesi

19 Temmuz 2010 Pazartesi

KİTAP KAPANACAK


Bir sayfa daha kapandı.
Tek bir damla gözyaşı akmadı.
Ne içime, ne dışıma.
Keşke olmasaydı demedim.
Böyle iyi oldu da demedim.
Garip bir tesadüf....
Hayatım küçülsün istiyordum son zamanlarda.
Çabalamaya gerek yok.
Evren gerekeni yapıyor.
Bir bir topluyor etrafımdaki çok değer verdiklerimi, kızgınlıklarımı, nefret ettiklerimi,
Kısacası çıkarmak isteyip de çıkaramadıklarım.
Bu sefer kızgın değilim.
Kırgın da.
Sadece,
Sadece teşekkürler evren.
Giderek küçülecek hayatım.....
Tüm gerekszilikler dökülecek üstümden.
En sonunda bir Ben kalacağım.
Ondaki Ben.
Ve tüm kitap kapanacak.
O yüzden
Diyecek tek bir sözüm yok.
Güle Güle Sana.
Çünkü
Zamanı gelmiş.

15 Temmuz 2010 Perşembe

EBRULİ BENİ MİMLEMİŞ


Zor bir mim aslında bu. Öncelikle kendimle ilgili 7 şey söyleyeceğim; sonra 7 blogger dostumu tanımlayacağım. Karşı komşunla, en yakın dostunla, bahçivanla, köpeğinle ilgili 7 şey yaz deseler, sayfalarca döktürürüm ama konu kendim olunca tutulup kalıyorum. Yine de bir şansımı deneyeyim dedim Sevgili Ebrulinin hatırına. Rastgele:
1-Yukarıda yazdıklarımdan da anlaşılacağı üzere, kendimle ilgili bildiklerim sınırlı. Ama hayattaki en büyük amacımın kendimi tanımak olduğu düşünülürse, bir karınca hızıyla olsa da devam edeceğim. Belki tamamlayamam bu anlamlı yolculuğu. Olsun varsın, kim takar; yolunda ölür giderim ben de.
2-Küçük anlar beni mutlu eder. Mesela mutfak balkonumda oturmak, soğuk, sade soda içmek, hafiften hanımeli kokusunun burnuma gelmesi, bir bakış, bir bakmayış, canın balkondan dışarıyı seyredişi, kitabın kokusu, fıskiyenin sustuğu andaki sessizlik.........gerisi boş gelir bana. (bunu anlamam epey zaman aldı).
3-Sıcakdan nefret ederim (şu günlerdeki sıcaklar düşünülürse, cinlerimle kol kola gezdiğimi tahmin etmek hiç de zor değil). Acaip takıntılıyımdır. Birşeye, birine kafayı taktıysam eyvah....
4-Bazen inanılmaz "salak" olurum. Sanki beynim kitlenir o anda, mekanik olarak salakça davranırım ya da konuşurum. İnanılmaz şeyler yaparım, söylerim. Mesela ürgüp yeraltı harabelerinde atların varolduğunu sanmak gibi (uzun hikaye, ayrı bir yazı konusu), çok iyi bildiğim halde o anda birşeyin bile bile tam aksini yapmak (itiniz diyorsa çekmek ve bunu defalarca tekrarlamak gibi, hani yanağınızı ısırırsınız da bu alışkanlık olur ya onun gibi, aynı hafta içinde iki kere lastiği aynı yere çarparak yırtmam buna en iyi örnektir, sonra eşim o kaldırımı çarpamayacağım şekilde değiştirtti), film koymadan röntgen çekmek gibi, vs vs :D. Ama kendimi seviyorum. Bu salaklıklarımın farkında olmak, onları dışlamamak belki de hayatın salaklığını, anlamsızlığını anlamamı kolaylaştırıyor. (he he iyi kılıf buldum valla).
5- En büyük hayalim bir kitap kafe açmak. Zihnimde kafemin herşeyi hazır. Adı bile belli: Babaannemin Evi. Önemsiz bir eksiği var sadece: para:D (desteklerinizi bekliyorum).
6-Şuana kadar yaşadığım hayatı özetleyecek olursam: karşıma çıkan ve beni üzen şeylerin hepsinin bana neleri istemediğimi gösteren aynalar olduğunu anladım.
7-Yemek yapmayı severim eeee Boğa burcuyum ne de olsa:D, Yael Naim dinlemeye bayılırım (kızlar aynı şeyleri dinlemekten isyan ettiler).
8-Canım tonton babaannemi nasıl özlediğimi anlatacak bir kelime bulmam imkansız.
9-En büyük merakım bir ise : acaba anne sevgisi nasıl bir şeydir? bir anne kucağı nasıl kokar, annelerin masalları büyülü müdür. Kendi çocuklarımda bu merakımı gidermeye çok çalıştım. Olmadı tabiki. Çünkü bu sefer de ben anne idim onlar çocuk. Eh naapalım, bu merakımın cevabını öbür diyara sakladım.
Aaaaa 9 olmuş bile. Bi de hiç bir şey yazamayacağımı sanıyordumD: Galiba birazcık da gevezeyim. He he.
Gelelim 7 blogger dosta:
1-Fortunata:

Güçlü şahsiyet. Sanki "benin" başka mekandaki hali. Sanki bambaşka yerlerde yanyana bir yolu berbarce yürüdüğüm dost.

2-var aslında yok

Henüz onun her yazdığını, her düşüncesini anlayabilecek kadar olgunlaşmamış olsam da yazılarını heyecanla beklediğim dost. Birgün onu daha iyi anlayabilecek konuma gelme umudumu yitirmedim.

3-xibalba

Zeki şahsiyet. Onda kendi huysuzluğumu ama bundan gocunmayışımı görüyorum belki de. Nedense ona çok güveniyorum. Hani birgün birine çok önemli birşeyi danışmam gerekirse, sanırım onu seçerim.

4-sevgili dünlük...

Kocaman bir yüreği olduğuna inanıyorum. Esprileri beni güldürebilen yegane insanlardan biri O. Hem de Fatma Pınarımın dayısı.

5-RUHUMUN PUSULASI

Yazdıklarını okurken içim ürperiyor. O da güçlü yüreklerden biri. Sanki binlerce şeyi bir cümlede yazıveriyor; kalakalıyorum. Kalemi de yüreği kadar güçlü. Galiba aracı kullanmadan direkt yüreği ile yazıyor. Aradaki peredeleri çoktan kaldırmış.

6-bi uyuzun uyuz oldukları

Cadalozun teki işte. Ama kendi ile öylesine barışık ki, öyle dürüst, öyle sevimli ki ki seviyorum onu. Şirin, becerikli şey.

7-Hayattan ve Masallardan Biraz

Beni blogla tanıştıran kişidir Biraz. Zeki, çalışkan, duygulu, kibar ve sade, anlaşılabilir bir dost.

8-SUFİ SAJA

Kocamannnnnn yürek. Canım sufim. Tanışacağımız günü bekliyorum. Bakalım rüyamdaki gibimisin? Peki ben? Bak bakalım rüyandaki gibimiyim?

Blogger dostlarım da 8 olmuş daha birsürü yazasım var ama.... . Elbette sevdiklerim bu kadar değil. Diğerlerini kırmaktan korkarım. Hepinizi ayrı ayrı seviyorum.
Eeeee baya yordu bu mim beni. Artık size kolay gele. Gugukla Papoşdan sevgilerle. Bayyy bayyy. (tabi şimdilik)
:D:D:D

2 Temmuz 2010 Cuma

İYİKİ MİMLEDİN PİNHAN.

Pinhanın yazısını okurken, şuursuzca soruları aklımdan cevapladığımı ve umarım beni mimlemiştir diye aklımdan geçirdiğimi farkettim. Yaşasın sanırım bugün benim dua kapım açık:D Başlayalım efenim:
1. hangi işleri yarım bırakırsın ya da yarım bıraktığın neler var?
Ben de Pinhan gibi yeterince iyi yapamayacağımı düşündüğüm şeyleri sallar dururum. Salladıkça dev olurlar ve ben de stres olurum. Bir de yorgun ve uykusuzsam hiç bişey yapmam. Dinlenirim. İsteyenler beni tembel olarak tanımlayabilir.
2. yakın zamanda kaybettiğin biri var mı?
Ölüm anlamında yakın zamanda olmasa da çok fazla kişiyi kaybettim. Son zamanlardaysa hayatımdan çıkardığım 3 kişi oldu. Çıkarttıktan sonra anladım ki, benim için tam anlamı ile yükmüşler. Onlar bana neyi istemediğimi öğretmek için varmışlar.
3. en ağır bulduğun, sana dokunan bir yemek var mı?
Yemek seçmem ama yağlı yemek yiyemem.
4.cinsellik ve aşk anlamında unutamadığın biri var mı?
Aşık olduğum adamla evlendim ve 3 tane tatlı kızımız var:D

5. çocukken sevdiğin çizgi filmler?
Tom ve Jerry, Ayı Yogiyi en çok da charlie brown'ı severdim, ayrıca pembe panteri de hiç sevmezdim.
6.bloggera ne zaman kayıt oldun, kim vesile oldu?
1.5 yıl oldu. Vesile olan Biraz (hayattan masallardan biraz). Onun bir yazısını milliyette okuyunca karar verdim. Biraza teşekkürü borç bilirim.
7. Çok paran oldu, neler yaparsın?
Hayalimdeki kitap kafeyi açar, keyfime bakarım, sık sık tatile giderim.
Hoşuna giden herkes kendi kendine mimlensin:D