2 Ocak 2013 Çarşamba

"100 yıl önce psikanalizde ‘normallik’ diye bir kavram vardı. Topluma uyum sağlayabilme becerisi… II. Dünya Savaşı’ndan sonra Nazi Almanyası’nda olduğu gibi, toplumların da hastalanabileceği görüldü. Yani ‘topluma uyum sağlama becerisi’ olarak tarif edilen normallik bir sağlıklılık ölçütü olarak kullanılmaktan çıktı, normallik bir süreç olarak tanımlanmaya başladı. Son zamanlarda ise bu sözcük tedavülden kalktı, çok da isabet oldu. Artık hepimiz arızayız."

"Günah işleme eğilimi ile günah işlemenin ayrı şeyler olduğuna katılıyorum. Günah işleme eğilimi, “Yapabilirim” diyebilmektir. Bu bir bakıma insanın kendi gölge arketipini kabullenmesi anlamını da taşır. Günah işleme eğilimimizin olduğunu kabul etmek bizi hafifletir. Bence bu, günahın eyleme dönüşme olasılığını da azaltabilir."

"İnsan, gölgesiyle sizin maske dediğiniz personası arasında çatışma olmadığı zaman huzur buluyor. Bir de şu var; gölgesiyle barışık insanlar daima daha çok aranırlar, yaptıkları yadırgansa bile. eytan tüyü mü bilemem ama gölgenin olduğu yerde hayat vardır. O insanların cazibesine kapılanlar, aslında hayata doğru çekiliyorlar. ‘Arızalı’ dediğimiz insanları düşünün; ya eleştiririz onları, ya da onlardan geçiniriz. Bir bakıma, “Madem ben çıldıramıyorum, bir çılgının dünyasından geçineyim” hali… “Bu iki insan nasıl arkadaş olabilir ki” dersiniz ya, bu tür ilişkilerdir onlar."

"Fakat gezegenimizin tek bir oluşum, tümüyle canlı bir organizma olduğunu artık biliyorum. Biz gördüklerimizi canlılar, cansızlar, insanlar, hayvanlar, bitkiler diye sınıflandırmışız ama evrende böyle bir sınıflandırma yok, sokaktaki kaldırım taşının içindeki atomlarda bile ‘dans’ sürüyor. Özgürleştirici bir keşif oldu bu benim için. Öğrendiğim ikinci şeyse şuydu: Olaylar, biz onlara baktığımızda vuku bulur. Ortak şeyler gördüğümüzü sanırız ama muhtemelen bu bir yanılgı . Hepimiz kendi geçmişimizle, kendi zihnimizle, kendi gözlerimizle görürüz. Beynimiz bize, milyarlarca uyaran arasından bizzat seçtiklerini sunar. Farklılıklarımız da zaten bu seçimde ortaya çıkar."

Engin Geçtan 

"Çevremizdeki milyonlarca nesnenin hep farkındayızdır -şu değişen şekiller, şu yanık dağlar, motorun sesi, gaza basma duygusu, her kaya, ot, çit direği ve yol kıyısındaki atık parçalar- tüm bunların farkındayızdır; ama alışılmadık bir şey olmadıkça ya da bize, görmeye hazırlandığımız bir şeyi yansıtmadıkça gerçekten bilincine varamayız. Bunların bilincine varamıyorsak ve hepsini anımsamıyorsak bunun nedeni belki de kafamız bir sürü gereksiz ayrıntıyla dolu olduğundan düşünemeyecek hale gelmemizdir. Tüm bu farkına vardıklarımız arasından bazılarını seçmemiz gerekir ve seçip de bilincimizi yönelttiklerimiz farkına vardıklarımızın asla aynısı değildir; çünkü seçme işlemi onları değişikliğe uğratır. Çevremizdeki, farkına vardıklarımızın oluşturduğu uçsuz bucaksız araziden bir avuç kum alır ve bir avuç kuma dünya deriz. "

Robert M Pirsig, Günümüzün Aklı

Hiç yorum yok: