
Günler geçiyor......
Ben ne yaşarsam yaşayayım, üzülsem de, sevinsem de, başarsam da, başarısız da olsam........
40 yaşında zamanın ivmesi bir başka oluyormuş.
Anladım.
Anlamamın da önemi yokmuş.
Onu da anladım:D
Hep yetişmek üzere peşinde koştuğumuz onca şey.....
Gözüme o kadar da cezbedici görünmüyor.
Sanki herşey vazgeçilebilir, gidebilir.
Yeni birsürü şey gelebilir.
Onlar da gidebilir.
Gidenler gidebilirmiş.
Gelenler hoşgelmiş.
Sonlar "son" değilmiş.
Hızlandırılmış film kareleri gibi.
Ama şuan önemli olan birşey var:
Çünkü yüreğime işliyor.
Maria Mena ve sorry.
Keşke size de dinletebilseydim dediğim.
Artık koşuşturmaktan, yapışmaktan yorulduğumu farkediyorum.
Kendimi evrene (Tanrıma) bırakıyorum.
Hani, tıpkı:
İnanılmaz uykusu gelmiş bir çocuğun kendini yatağına bırakışı gibi.