Zor bir mim aslında bu. Öncelikle kendimle ilgili 7 şey söyleyeceğim; sonra 7 blogger dostumu tanımlayacağım. Karşı komşunla, en yakın dostunla, bahçivanla, köpeğinle ilgili 7 şey yaz deseler, sayfalarca döktürürüm ama konu kendim olunca tutulup kalıyorum. Yine de bir şansımı deneyeyim dedim Sevgili Ebrulinin hatırına. Rastgele:
1-Yukarıda yazdıklarımdan da anlaşılacağı üzere, kendimle ilgili bildiklerim sınırlı. Ama hayattaki en büyük amacımın kendimi tanımak olduğu düşünülürse, bir karınca hızıyla olsa da devam edeceğim. Belki tamamlayamam bu anlamlı yolculuğu. Olsun varsın, kim takar; yolunda ölür giderim ben de.
2-Küçük anlar beni mutlu eder. Mesela mutfak balkonumda oturmak, soğuk, sade soda içmek, hafiften hanımeli kokusunun burnuma gelmesi, bir bakış, bir bakmayış, canın balkondan dışarıyı seyredişi, kitabın kokusu, fıskiyenin sustuğu andaki sessizlik.........gerisi boş gelir bana. (bunu anlamam epey zaman aldı).
3-Sıcakdan nefret ederim (şu günlerdeki sıcaklar düşünülürse, cinlerimle kol kola gezdiğimi tahmin etmek hiç de zor değil). Acaip takıntılıyımdır. Birşeye, birine kafayı taktıysam eyvah....
4-Bazen inanılmaz "salak" olurum. Sanki beynim kitlenir o anda, mekanik olarak salakça davranırım ya da konuşurum. İnanılmaz şeyler yaparım, söylerim. Mesela ürgüp yeraltı harabelerinde atların varolduğunu sanmak gibi (uzun hikaye, ayrı bir yazı konusu), çok iyi bildiğim halde o anda birşeyin bile bile tam aksini yapmak (itiniz diyorsa çekmek ve bunu defalarca tekrarlamak gibi, hani yanağınızı ısırırsınız da bu alışkanlık olur ya onun gibi, aynı hafta içinde iki kere lastiği aynı yere çarparak yırtmam buna en iyi örnektir, sonra eşim o kaldırımı çarpamayacağım şekilde değiştirtti), film koymadan röntgen çekmek gibi, vs vs :D. Ama kendimi seviyorum. Bu salaklıklarımın farkında olmak, onları dışlamamak belki de hayatın salaklığını, anlamsızlığını anlamamı kolaylaştırıyor. (he he iyi kılıf buldum valla).
5- En büyük hayalim bir kitap kafe açmak. Zihnimde kafemin herşeyi hazır. Adı bile belli: Babaannemin Evi. Önemsiz bir eksiği var sadece: para:D (desteklerinizi bekliyorum).
6-Şuana kadar yaşadığım hayatı özetleyecek olursam: karşıma çıkan ve beni üzen şeylerin hepsinin bana neleri istemediğimi gösteren aynalar olduğunu anladım.
7-Yemek yapmayı severim eeee Boğa burcuyum ne de olsa:D, Yael Naim dinlemeye bayılırım (kızlar aynı şeyleri dinlemekten isyan ettiler).
8-Canım tonton babaannemi nasıl özlediğimi anlatacak bir kelime bulmam imkansız.
9-En büyük merakım bir ise : acaba anne sevgisi nasıl bir şeydir? bir anne kucağı nasıl kokar, annelerin masalları büyülü müdür. Kendi çocuklarımda bu merakımı gidermeye çok çalıştım. Olmadı tabiki. Çünkü bu sefer de ben anne idim onlar çocuk. Eh naapalım, bu merakımın cevabını öbür diyara sakladım.
Aaaaa 9 olmuş bile. Bi de hiç bir şey yazamayacağımı sanıyordumD: Galiba birazcık da gevezeyim. He he.
Gelelim 7 blogger dosta:
1-Fortunata:
Güçlü şahsiyet. Sanki "benin" başka mekandaki hali. Sanki bambaşka yerlerde yanyana bir yolu berbarce yürüdüğüm dost.
2-var aslında yok
Henüz onun her yazdığını, her düşüncesini anlayabilecek kadar olgunlaşmamış olsam da yazılarını heyecanla beklediğim dost. Birgün onu daha iyi anlayabilecek konuma gelme umudumu yitirmedim.
3-xibalba
Zeki şahsiyet. Onda kendi huysuzluğumu ama bundan gocunmayışımı görüyorum belki de. Nedense ona çok güveniyorum. Hani birgün birine çok önemli birşeyi danışmam gerekirse, sanırım onu seçerim.
4-sevgili dünlük...
Kocaman bir yüreği olduğuna inanıyorum. Esprileri beni güldürebilen yegane insanlardan biri O. Hem de Fatma Pınarımın dayısı.
5-RUHUMUN PUSULASI
Yazdıklarını okurken içim ürperiyor. O da güçlü yüreklerden biri. Sanki binlerce şeyi bir cümlede yazıveriyor; kalakalıyorum. Kalemi de yüreği kadar güçlü. Galiba aracı kullanmadan direkt yüreği ile yazıyor. Aradaki peredeleri çoktan kaldırmış.
6-bi uyuzun uyuz oldukları
Cadalozun teki işte. Ama kendi ile öylesine barışık ki, öyle dürüst, öyle sevimli ki ki seviyorum onu. Şirin, becerikli şey.
7-Hayattan ve Masallardan Biraz
Beni blogla tanıştıran kişidir Biraz. Zeki, çalışkan, duygulu, kibar ve sade, anlaşılabilir bir dost.
8-SUFİ SAJA
Kocamannnnnn yürek. Canım sufim. Tanışacağımız günü bekliyorum. Bakalım rüyamdaki gibimisin? Peki ben? Bak bakalım rüyandaki gibimiyim?
Blogger dostlarım da 8 olmuş daha birsürü yazasım var ama.... . Elbette sevdiklerim bu kadar değil. Diğerlerini kırmaktan korkarım. Hepinizi ayrı ayrı seviyorum.
Eeeee baya yordu bu mim beni. Artık size kolay gele. Gugukla Papoşdan sevgilerle. Bayyy bayyy. (tabi şimdilik)
:D:D:D
1-Yukarıda yazdıklarımdan da anlaşılacağı üzere, kendimle ilgili bildiklerim sınırlı. Ama hayattaki en büyük amacımın kendimi tanımak olduğu düşünülürse, bir karınca hızıyla olsa da devam edeceğim. Belki tamamlayamam bu anlamlı yolculuğu. Olsun varsın, kim takar; yolunda ölür giderim ben de.
2-Küçük anlar beni mutlu eder. Mesela mutfak balkonumda oturmak, soğuk, sade soda içmek, hafiften hanımeli kokusunun burnuma gelmesi, bir bakış, bir bakmayış, canın balkondan dışarıyı seyredişi, kitabın kokusu, fıskiyenin sustuğu andaki sessizlik.........gerisi boş gelir bana. (bunu anlamam epey zaman aldı).
3-Sıcakdan nefret ederim (şu günlerdeki sıcaklar düşünülürse, cinlerimle kol kola gezdiğimi tahmin etmek hiç de zor değil). Acaip takıntılıyımdır. Birşeye, birine kafayı taktıysam eyvah....
4-Bazen inanılmaz "salak" olurum. Sanki beynim kitlenir o anda, mekanik olarak salakça davranırım ya da konuşurum. İnanılmaz şeyler yaparım, söylerim. Mesela ürgüp yeraltı harabelerinde atların varolduğunu sanmak gibi (uzun hikaye, ayrı bir yazı konusu), çok iyi bildiğim halde o anda birşeyin bile bile tam aksini yapmak (itiniz diyorsa çekmek ve bunu defalarca tekrarlamak gibi, hani yanağınızı ısırırsınız da bu alışkanlık olur ya onun gibi, aynı hafta içinde iki kere lastiği aynı yere çarparak yırtmam buna en iyi örnektir, sonra eşim o kaldırımı çarpamayacağım şekilde değiştirtti), film koymadan röntgen çekmek gibi, vs vs :D. Ama kendimi seviyorum. Bu salaklıklarımın farkında olmak, onları dışlamamak belki de hayatın salaklığını, anlamsızlığını anlamamı kolaylaştırıyor. (he he iyi kılıf buldum valla).
5- En büyük hayalim bir kitap kafe açmak. Zihnimde kafemin herşeyi hazır. Adı bile belli: Babaannemin Evi. Önemsiz bir eksiği var sadece: para:D (desteklerinizi bekliyorum).
6-Şuana kadar yaşadığım hayatı özetleyecek olursam: karşıma çıkan ve beni üzen şeylerin hepsinin bana neleri istemediğimi gösteren aynalar olduğunu anladım.
7-Yemek yapmayı severim eeee Boğa burcuyum ne de olsa:D, Yael Naim dinlemeye bayılırım (kızlar aynı şeyleri dinlemekten isyan ettiler).
8-Canım tonton babaannemi nasıl özlediğimi anlatacak bir kelime bulmam imkansız.
9-En büyük merakım bir ise : acaba anne sevgisi nasıl bir şeydir? bir anne kucağı nasıl kokar, annelerin masalları büyülü müdür. Kendi çocuklarımda bu merakımı gidermeye çok çalıştım. Olmadı tabiki. Çünkü bu sefer de ben anne idim onlar çocuk. Eh naapalım, bu merakımın cevabını öbür diyara sakladım.
Aaaaa 9 olmuş bile. Bi de hiç bir şey yazamayacağımı sanıyordumD: Galiba birazcık da gevezeyim. He he.
Gelelim 7 blogger dosta:
1-Fortunata:
Güçlü şahsiyet. Sanki "benin" başka mekandaki hali. Sanki bambaşka yerlerde yanyana bir yolu berbarce yürüdüğüm dost.
2-var aslında yok
Henüz onun her yazdığını, her düşüncesini anlayabilecek kadar olgunlaşmamış olsam da yazılarını heyecanla beklediğim dost. Birgün onu daha iyi anlayabilecek konuma gelme umudumu yitirmedim.
3-xibalba
Zeki şahsiyet. Onda kendi huysuzluğumu ama bundan gocunmayışımı görüyorum belki de. Nedense ona çok güveniyorum. Hani birgün birine çok önemli birşeyi danışmam gerekirse, sanırım onu seçerim.
4-sevgili dünlük...
Kocaman bir yüreği olduğuna inanıyorum. Esprileri beni güldürebilen yegane insanlardan biri O. Hem de Fatma Pınarımın dayısı.
5-RUHUMUN PUSULASI
Yazdıklarını okurken içim ürperiyor. O da güçlü yüreklerden biri. Sanki binlerce şeyi bir cümlede yazıveriyor; kalakalıyorum. Kalemi de yüreği kadar güçlü. Galiba aracı kullanmadan direkt yüreği ile yazıyor. Aradaki peredeleri çoktan kaldırmış.
6-bi uyuzun uyuz oldukları
Cadalozun teki işte. Ama kendi ile öylesine barışık ki, öyle dürüst, öyle sevimli ki ki seviyorum onu. Şirin, becerikli şey.
7-Hayattan ve Masallardan Biraz
Beni blogla tanıştıran kişidir Biraz. Zeki, çalışkan, duygulu, kibar ve sade, anlaşılabilir bir dost.
8-SUFİ SAJA
Kocamannnnnn yürek. Canım sufim. Tanışacağımız günü bekliyorum. Bakalım rüyamdaki gibimisin? Peki ben? Bak bakalım rüyandaki gibimiyim?
Blogger dostlarım da 8 olmuş daha birsürü yazasım var ama.... . Elbette sevdiklerim bu kadar değil. Diğerlerini kırmaktan korkarım. Hepinizi ayrı ayrı seviyorum.
Eeeee baya yordu bu mim beni. Artık size kolay gele. Gugukla Papoşdan sevgilerle. Bayyy bayyy. (tabi şimdilik)
:D:D:D
20 yorum:
Papoş cok tatlıymıs masallah:)
ya bennnn???
:D
karşıma çıkan ve beni üzen şeylerin hepsinin bana neleri istemediğimi gösteren aynalar olduğunu anladım. en çok bunun altını çizdim kendim için...
bi de ne güzelsiniz siz ikiniz öyle.
gülümseyin hep birlikte, hep şansla, hep sağlıkla...
sevgiler...
he güzeliz dimi??
"Babaannemin evi" biraz önce öykünün blogundan geldim sana. o da kafe açmak istiyor.Deneyimim var yardım ederim elimmden geldiğince.Bebişimizin fotoğrafın mıncıklayıp sevdim önce.Blog dostlarını sıralarken önce ismime gelene kadar "olsun dedim benim mim cevaplamayı sevmediğimi biliyor demek ki onun için adımı yazmamış" sonra hişt kızım kıskandın mı yoksa?" diye ikaz ettim kendimi ama adımı görünce sen beni görmeliydin "benlik mi getirdim ne?" yoksa gözlerim mi yaşlandı? Teşekkür ederim güzel kuşum akşam akşam mutlu ettin sözlerinle beni sen de.Sevgilerim tüm o cıvıl cıvıl hanene ve karşı komşuna. Tontini.
Cok tatli bir bebe:)
Hep yuzunuz gulsun:)
Bebeklerin masumiyeti ve sevimliligi kadar guzel baska pek bir sey yok bu dunyada sanki:)
Bu mimi yazmaya calisacagim ama dedigin gibi hakikaten zor is insanin kendisiyle ilgili yazmasi:) aslinda kendimi elestirirsem bu 7 maddede guzel yazarim da bilemiyorum artik:))
Can,sözcükleri anlamak/anlamaya çalışmak; işin içine zihni sokuyor,bunun olgunlukla ilgisi yok bence, değersizlik verme kendine, kalbin hissetmese manânın mesajını, hiç girmezsin bloga:) bilgi;anlar/anlamaz, sezgi ise sadece; hisseder, değerlendiren zihindir, kalp olduğu gibi kabul eder..beğeninle mutlu oldum, onurlandırdın...
ayrıcaaa çok ama çok tatlısınız bu pozda, bunda sizi çekenin payı da var sanırım, güzel bakmışsınız ona ve yansıyor izleyene, sevgimlee:)
güzelsin;))) güzeller,,, hele boğa burcusun a bir boğa olarak ayrı bir güzel geldin gözüme ^^
hadiii hadi itiraf et kıskandın işte, tontinisini yazmadı dedin dimiiii:D
tontiniler unutulmaz. peki rüyandaki guguğa benziyormuyum
dimi Birazcım, ne masumlar...onu saatlerce izleyebilirim. biliyomusun ben de tam senin gibi düşündüm, kendimi eleştirsem sayfalarca eleştirirdim ama bence kendimize haksızlık etmiyelim. bak ben senin iyi huylarına ufak bir başlangıç yaptım bile.
Düşüm, hep ders alıyorum senden. Haklısın senin yazılarını yüreğimle görüyorum:D
canım bnn, bende boğa bayanlarını hep çekici bulurum:D (bunda benim boğa olmanın hiç katkısı yok, yemin valla)
sen de tatlısın guzel anne :)
sen de cok tatlısın:)
Ne güzel içinden geldiği gibi betimlemişsin kendini,..hep böyle olmalı insan, kucağındaki minik can gibi.. koşulsuz.. olduğu gibi...çok güzelsiniz ikiniz de evet!:)
sağol öykücüm.
naapalım fuliyama, beğensem de beğenmesem de beğenseler de beğenmeseler de ben buyum, hiç bir yanımı dışlayacak değilim. Dışlasam nooolacak ki onlar yine hep benimle.Sünger Bob olmayı seviyorum:D
ah gördüm gördüm. utandım da gerçi. ama daha sonra tekrar geleceğim ve gerekeni yapiciiimdir:)
ne güzel bir foto bu, maşallah!
joacım bence utanma kendinle övün.
Ne güzel bir fotoğraf o öyle,anne başka güzel,papoş bir başka...
Hep gülümseyerek bakın hayata...
canım Ebruli, iyiki mimlemişsin dimi
Yorum Gönder