Geçenlerde sevgili Fortunataya "geleceğe, ülkeme karşı ümitlerimi yitiriyorum" demiştim. Dün bu prosesi askıya aldım. Nasıl kendinden emin, nasıl dim dik, kocaman, pırıl pırıl bir yürek, tertemiz bir dimağ. Blog dünyasından fırlamış gibi (bu sözüm sana Vladimir :D). Cümlelerinin arasında "FARKINDALIK" dedi, beni aldı benden.....uzun uzun anlatamayacağım, içimden umarım daha vardır bunlardan Tanrım, dedim. Hani bir süre önce "bu insanlar sadece bloglarda mı var" derken...Tanrıma şükürler olsun ki öyle değil. Kendisi elle tutulur, gözle görülür, organik olarak yaşayan, ruhu capcanlı insan. Böyle insanları gördüğümde gözümün önünde beliren hayal şu: elini uzatıp evrene dokunabildiklerini hayal ediyorum, onlar dokunuyor jölemsi evrene ve tüm evren titreşiyor. Ve biliyorum daha doğrusu anlıyorum ki, ben rotamı doğru olana çevirirsem doğru ile karşılaşacağım.....Öze yaklaştıkça ve üzerimdeki fazlalıklardan silkindikçe, özün öz yüzleri ile karşılacağım. Güzel yolculuklar.
3 yorum:
Günaydınnnnnnnnnnn
Hayırlı yolculuklar:) Kucak yaptım kaçtım
Güne böyle güzel sözlerle başlamak çok iyi motive ediyor insanı. Teşekkürler :)
Blog dünyasında bir çok güzel insan tanıdım. Hepimiz de eksikliklerimizin ve sınırlarımızın farkındayız. Asıl güzel olanı da bu galiba. Gerçek dünyada herşeyden o kadar fazla var ki, insanların kendilerine değil suretlerine dokunabiliyorz orada. Suretler asla aslından güzel değil üstelik. Orada eksiklikler yok, herkes herşeyi yağmalamış ve üzerine geçirmiş, olmak istediği şey gibi davranmayı bile unutmuş bir çoğu.
İyi ki varız, hepimiz.
Sevgili Vladmir, şu yorumun kocaman bir post değerinde, ne güzel anlatmışsın. Dünya gerçek ama haklısın insanların gerçek suretlerine ulaşmak mümkün değil, kimse ne olmak istediğinin, aslında ne olduğunun, ne olabileceğinin farkında değil tam bir kaos ya da çöplük. ama bu çöplüğün içerisinde gül olabilmek mis kokabilmek değil mi zaten asıl erdem...
Yorum Gönder