Bazı müzikleri herzaman dinleyebilirim, nasıl yumuşak bir ses. Küçükken kürk giymiş kadınların koluna dokunurdum gizlice ve sinsice; çok hoşuma giderdi. onların bunu farketmemesi, benim gizlice dokunmuş olmam, o yumuşacık his....zaman çaldığım anlardan biriydi benimle evrenin arasında bir promosyon....birbirimize gülerdik o anda evrenle. Tıpkı teravih namazlarında onca insan secdedeyken benim kalkıp onlara bakıp onlar kalkmadan apar topar secdeye kapandığım anlar gibi :D inanılmaz bir duyguydu herkesin o konumda olup, beni görememesi ama benim onları görmem ve bunu çok kısa bir an için yapabilecek olmam :D birgün erken kalkan bir teyzeye sobelenmiştim de, gözleriyle azarlamıştı beni ama hiç vazgeçmedim bu olay oyunumu daha da heyecanlı kılmıştı.
Yumuşak nesnelere ilgim hala yerinde duruyor ama artık bunun nerden geldiğini biliyorum. Yumuşak yürekleri seviyorum. Anlayabilen, kabul etmese de onunla aynı fikri paylaşmasa da onaylamasa da, yargılamayan, herkesi kendi koşullarında değerlendirebilen, bir nedeni vardır diyebilen, elini omzuma koyup "öyle olsun bakalım" diyebilen yumuşak yürekleri...aslında kocaman müdürlerin, hocaların, doktorların, annelerin, babaların içinde küçücük bir çocuğun ikamet ettiğini bilen yürekleri, tıpkı kadife bir kumaşı okşar gibi seviyorum. Ve yine evrenle birbirimize göz kırpıyoruz o anlarda
Tıpkı William Fitzsimmonsun sesi gibi.
5 yorum:
Kopye verirsen çekerim:) 'Öyle olsun bakalım'
Ceeeee
Öptümmm kaçtım
verdim gitti:D
beni görememsi ! olur tabii neden olmasın :)))
terliği yavaş fırlatalım lütfen :)
öpüp kaçarım aynı nehir gibi.
bu arada ben de doğu müzikleri için aynı duyguyu hissederim...
Hindistan ezgilerini mesela...
Arabik nağmeleri bazen...
Ama en çok da Mısır, İran....
ohooo noooluyo be, öpen kaçıyo öpen kaçıyo, lan biri de öpüp yanımda kalsın:D
ben doğu müziklerini sevmiyorum kuşum ama bu farklılıkları çok seviyorum.
Yorum Gönder