8 Ağustos 2012 Çarşamba

KEDİ YAVRUSU İÇİN ŞENLİK

Bugün Aynalı Baba çok neşeliydi. Hatta ne kadar sevinçli olduğunu herkese göstermek için külahına kocaman bir ayna parçası, zırhına da iki sarı teneke eklemişti. Bir müridin şeyhine karşı hürmet duygularıyla dolu olduğu gibi, Aynalı'ya karşı iyi hislerle dolu olduğum için, cübbesine teneke parçaları  değil de kocaman gaz tenekesi taksa bile ona saygımdan en ufak bir eksilme olmazdı. Ona niçin bu kadar neşeli olduğunu sordum. Cevaben dedi ki:
-Bizim Berber Hacı Mollayı bilirsin. Kedisi doğurmuş. Hem de nur topu gibi beyaz ve çok sevimli bir yavru.
-Affedersiniz Azizim! Hacı Mollanın kedisinin doğurmasına bu kadar sevinmenizin sebebini anlayamıyorum.
-Bunda anlaşılmayacak birşey yok. Sağsalim doğum yaptığı için biz bugün şenlik yapacağız.
-Bir kedi yavrusu için şenlik yapmak ha! Bu çok muhterem yavruya isim verildiği gün de merasim yapılacak mı?
-İsmi konuldu. İnsanların yüzbinlerce sene yeni kelimeler türetmek için uğraşmasına rağmen hala gerektiği kadar kelimenin olmayışı tuhaf değil mi?
-Ne gibi efendim.
..................
-Yavruya Zararsız ismini koymaya karar verdik.
-Tamam; şenlik yapılacak bir kedi yavrusu için.
-Azizim, insanlar mantığı, kendi söyledikleri doğru görünsün diye icat etmişler. Şimdi sana desem ki, "falan memleketin kralının bir oğlu dünyaya geldi. O millet şenlik yapıyor". Bu duruma hiç şaşırmaz, belki de bunu son derece normal bulursun. Fakat bir düşün! Birinci olarak bu çocuğun yaşayıp yaşamayacağı meçhul; ikinci olarak, iyi birisi olup olmayacağı meçhul; üçüncü olarak, insan olduğu için iyiye değil kötüye meyletmesi ihtimal dahilinde; dördüncü olarak, kral çocuğu olduğu için kibirli, zalim, bencil olması bile olası. Bu özelliklere sahip olma ihtimali yüksek olan bir çocuk için şenlik yapılmasını normal karşılarken, Zararsızın dünyaya gelişine, iki kişinin sevinmesini niçin garipsiyorsun?  

A'mak-ı Hayal, Filibeli Ahmed Hilmi

Aslında aradaki isim seçme seramonisini, isimlerin neden elendiği ve neden beğenildiği kısmını da yazmak istedim; çok eğlenceliydi çünkü. Ancak, tembellik ettim, biraz da belki sizi meraklandırıp kitabı kendiniz okuyun istediğim için yazmadım.

2 yorum:

tutsak dedi ki...

Yazını ilk okumaya başladığımda bana; Tontini ile Konya'ya geldiğimizde sokaklarda dolaşan derviş giyimli (bazıları öylelerini deli zannederler) birisini anımsattı ve ondan bahsediyorsun zannettim. Sonunu okuyunca anladım ki bir kitabı tanıtıyormuşsun....

guguk kuşu dedi ki...

kimbilir belki de gördüğünüz aynalı babdır:)