19 Aralık 2012 Çarşamba

17 ARALIK

17 Aralık......
Ne yazsam ne söylesem basit kalacak korkum beni engelliyor. Derdim büyülü, etkileyici sözler etmek değil. Yüreğimdekileri doğru aktarabilmek. Açıkçası sema töreni öncesi her söz, her musiki beni sıktı; vakit kaybediyormuşuz gibi geldi. Sanki bu ara kelimelerle derdim var:) 
Aslında oturduğumuz koltuklar son derece rahatsızdı. Sürekli pozisyonumu değiştirerek rahatlamaya çalışmak durumu kurtarmadı. Güldüm kendime, onlar orda beyaz melekler gibi dönerken, kendi içlerinde, kendi etraflarında, başkalarının etrafında, evrenin etrafında; döndükçe içlerine dönerken ben hala popomu acıtan sandalye ile savaşıyordum. Sema töreninin başlamasıyla bir düğmeye basıldı ve sanki zaman yavaşlatıldı. Arkamda oturan iki amcanın sohbetleri ilginçti, el öpme ve selamlama törenlerine: eee yeter ama gari dediler. Nasıl da alışmışız hıza, nasıl da zorumuza gidiyor bu yavaşlık diye algılanan "sakinlik, farkındalık".
Adımlarını izledim kendi sakinliklerini, kendi haretlerini kontrol ederken etrafındaki herkesle olan "edepli bağlarını" izledim. El öpmelerini izledim aynı anda büyük küçüğün, küçük büyüğün elini öperken izledim. Sevgi miydi, saygı mıydı, korkumuydu, protokolmuydu sanki hiç biri değildi orda, o mekanda "EDEP" vardı. Edep ya Huuuuu diyordu her halleri ile, şuan yazarken tüylerimi ürperten bir edep.
Orda sanki hepsi görünmez bir bağla ayrılmaları mümkün olmayacak şekilde birbirlerine bağlıydı ve hepsi sonunda O'ndaydı. Ben anlasam da, anlamasam da, yanlış anlasam da her hareketin, her hareketsizliğin bir anlamı vardı. Küçük semazenler gözlerimi yaşarttı söylemeden geçmek istemediğim birşey de bu. Her halleri edep ya Huuuuu diyen küçük büyükler.
Ve son olarak onlarla benim aramda net olarak hissedebildiğim mekanik, fiziksel olarak tanımlayabileceğim bir bağ vardı ki onlar ne zaman selama eğilse benim kafam kontrolsüz olarak onlarla öne eğildi. Bunu yapan ben değildim, kontrol dışı bir harektlenmeydi. Hani puslu kıtalar atlasında: bu sözler bana ait değil, biri bunları benim ağzıma koyuyor diyordu ya...işte tam da öyleydi. Aramızda mesafesi belli bir ip vardı sanki bizi birbirimize bağlayan, onlar başlarını öne eğdiğinde benimkini çekiyordu ip öne.
Dönüyorlardı, dönüyorlardı, dönüyorlardı..döndükçe bembeyaz etekleri ile melekler gibiydiler, en azından bu evrene ait değildiler sonra duruyorlardı. İlk durdukları anda etekleri henüz açmamış gül goncası gibi oluyordu. Dikkatle bakıyordum, bir baş dönmesi yalpalama olacak mı diye, onca dönüşün sonunda; olmuyordu. Dönmeleri gerektiğinde dönüyor zamanı gelince duruyorlar, saf tutuyorlardı. Sanki onlar içinde bir mekanik kurulum vardı nefes gelince nefesi alıp veriyor, ölüm gelince ölüveriyorlardı. Bütün bunları onlara yaptıran Biri vardı. Döndükçe kayboluyorlar, kayboldukça Buluyorlardı. İzledikçe, nasibimiz ölçüsünde biz katılıyorduk ve sonra ne onlar, ne biz.......geriye Edep kalıyordu. 
Herşey bir seramoniydi, kendi içinde anlamı olan. Keşke tören sonrası bir bilgilendirme konuşması yapılsaydı. İnsanlarımız onların birbirlerini selamlamalarını bizi selamlamaları olarak algılayıp alkışladılar:)Çok sadeydi, gösterişten uzak ki insanlar bu sadeliğin, boşluğun arasından MUHTEŞEM olanı görebilsinler. Saf tuttular, omuz omuza, özellikle değdirdiler omuzlarını birbirlerine, cüppelerini öperek gydiler, öperek çıkardılar:EDEP, birbirlerinin ellerini öptüler:EDEP, saf tuttular:EDEP, döndüler, döndükçe kayboldular, kayblodukça buldular.
Ben ne aldım nasibim ölçüsünde. Benim nasibimde, torbamda EDEP vardı. Bu evrenin direği:EDEP, gönüllere huzur:EDEP, bizi biz edecek, bizi bizden çekecek:EDEP, Hakkın cemaline erişterecek:EDEP. EDEP kul olduğunu bilmek, EDEP haddini bilmek, EDEP ayrı olmadığımızı ve olmadığımızı bilmek.
EDEP YA HUUUUUUUU

7 yorum:

Uma dedi ki...

ilk paragrafta kafanin konuya girmek isteyisini seyretmek cok guzeldi :) ama kalp agir basmis haliyle, daha guzel dokulemezdi herhalde, icim titredi.
Bu arada demissin ya keske aciklama yapsalardi sonunda diye, iyi ki yapmamislar bak icerden olan biteni aciklayan BIRI var zaten herkese :)
Askla cancagizim :)
Sagolasin paylastigin icin, seyretmis kadar oldum yine :)

guguk kuşu dedi ki...

çok çekinerek başladım yazmaya ama sonra herşey kontrolden çıktı.

Uma dedi ki...

o kadar belli ki kontrolden cikisi ve senin yazmadigin kisimlar :)

guguk kuşu dedi ki...

böyle düşünmene sevindim:)

tutsak dedi ki...

Ne güzel ben de senin gönlünle gözlerinle izledim töreni teşekkürler Canım Kardeşim...

guguk kuşu dedi ki...

abicim, birgün sen, ben, uma, sufim birlikte izleriz:)

Adsız dedi ki...

çok güzeldi.yüreğine sağlık..