UUuuupppuzunnnn bir tren yolculuğu yapsam dedim kendi kendime birden. Kappp kalın bir kitap koysam yanıma, yolda okumak için. Sevdiğim tüm güzel müziklerim yanımda hazır olsa. Yanımda kimse oturmasa ve bu yalnızlığın, yolculuğun, kendime yolculuğumun tadına varsam. Öyle yalnız kalsam öyle yalnız kalsam ki: keşke yanımda biri olsaydı diyecek kadar:D Yeşil çaylı ice tea, peynirli biberli sandviç, kaysı, sade soda, nescafe, marshmellow olsa yanımda. Yerimden hiç kalkmasam tuvalet ihtiyacım hariç. Elimdeki kitabı, müzikleri, yiyecekleri unutsam, uçup gitse aklımdan tüm herşey yanımdan kayıp uçan manzaraya takılsam, trenin takırtıları eşliğinde. Mevsimlerden sonbahar olsa, ağaçlar kırmızı, sarı yeşil olsa tıpkı o rüyamdaki gibi, hayran kalsam kayıp giden manzaraya ama elimde tutamasam, tutmaya fırsat bile bulamasam. Nereye gideceğimi bilmiyor olsam, hani tren garına koşup gelsem, önüme çıkan trene atlasam, hiç kimseye sormasam bu tern nereye gider diye. Kimse konuşmasa trende, herkes kendi ile ilgilense, yalancı samimiyetler azalır belki de böylece. Hep inanmışımdır, iletişimsizlik yalancı gülücükler ve sözcüklerden daha iyidir. Gideceğim yeri bilmediğim gibi ordaki hiç kimseyi tanımıyor olsam, kimse karşılamasa beni. Herşeye yeniden başlamak gibi. Böylelikle hiç kırgınlığım, kızgınlığım, kinim ve hatta sevgim olmasa. Kinim yüzünden zehirlenen ruhum arınsa, sevgim yüzünden incinen kalbim iyileşse........Yol boyu köprüler görsem, yaşlanmış köpekler, yıkılmış evcikler, meyve toplayan çiftiçiler, el sallayan çocuklar. Duraklarda birbirini uğurlayan sevgililer görsem, ayrılmakta zorlanan. Ellerinde bavulları ile sabırsızca bekleyenler. O saniye unutsam sonra onları. Acıkınca sandvicimi çıkarsam. Çocukluğumda kitap okurken yediğim keyifle yesem onu, kırıntıların üstüme dökülmesine takılmadan. Sanki yaşam alanım trenmiş gibi yaşasam. Biraz yiyecek, içecek, kitabım, müziklerim ve bir oturaktan ibaret. Ama hiç yerimde durmasam, tren hep gitse. İnsanlarla ilişkilerim en fazla bir tren yolculuğunda olunabilecek kadar yakın olsa, sevsek ama bağlanmasam, bağlanmasak, beklentiler oluşmadan herkes kendi garında iniverse trenden.Yanımdan kayıp giden manzaraya bakarken, trenin tıkırtıları ile gözlerim kapansa, dalsam uykuya.. ve uyanınca bu hikayenin devamını yazsam.
14 Ocak 2012 Cumartesi
TRENE BİNSEM, GİTSEMM, GİTSEMMMMMMMM
UUuuupppuzunnnn bir tren yolculuğu yapsam dedim kendi kendime birden. Kappp kalın bir kitap koysam yanıma, yolda okumak için. Sevdiğim tüm güzel müziklerim yanımda hazır olsa. Yanımda kimse oturmasa ve bu yalnızlığın, yolculuğun, kendime yolculuğumun tadına varsam. Öyle yalnız kalsam öyle yalnız kalsam ki: keşke yanımda biri olsaydı diyecek kadar:D Yeşil çaylı ice tea, peynirli biberli sandviç, kaysı, sade soda, nescafe, marshmellow olsa yanımda. Yerimden hiç kalkmasam tuvalet ihtiyacım hariç. Elimdeki kitabı, müzikleri, yiyecekleri unutsam, uçup gitse aklımdan tüm herşey yanımdan kayıp uçan manzaraya takılsam, trenin takırtıları eşliğinde. Mevsimlerden sonbahar olsa, ağaçlar kırmızı, sarı yeşil olsa tıpkı o rüyamdaki gibi, hayran kalsam kayıp giden manzaraya ama elimde tutamasam, tutmaya fırsat bile bulamasam. Nereye gideceğimi bilmiyor olsam, hani tren garına koşup gelsem, önüme çıkan trene atlasam, hiç kimseye sormasam bu tern nereye gider diye. Kimse konuşmasa trende, herkes kendi ile ilgilense, yalancı samimiyetler azalır belki de böylece. Hep inanmışımdır, iletişimsizlik yalancı gülücükler ve sözcüklerden daha iyidir. Gideceğim yeri bilmediğim gibi ordaki hiç kimseyi tanımıyor olsam, kimse karşılamasa beni. Herşeye yeniden başlamak gibi. Böylelikle hiç kırgınlığım, kızgınlığım, kinim ve hatta sevgim olmasa. Kinim yüzünden zehirlenen ruhum arınsa, sevgim yüzünden incinen kalbim iyileşse........Yol boyu köprüler görsem, yaşlanmış köpekler, yıkılmış evcikler, meyve toplayan çiftiçiler, el sallayan çocuklar. Duraklarda birbirini uğurlayan sevgililer görsem, ayrılmakta zorlanan. Ellerinde bavulları ile sabırsızca bekleyenler. O saniye unutsam sonra onları. Acıkınca sandvicimi çıkarsam. Çocukluğumda kitap okurken yediğim keyifle yesem onu, kırıntıların üstüme dökülmesine takılmadan. Sanki yaşam alanım trenmiş gibi yaşasam. Biraz yiyecek, içecek, kitabım, müziklerim ve bir oturaktan ibaret. Ama hiç yerimde durmasam, tren hep gitse. İnsanlarla ilişkilerim en fazla bir tren yolculuğunda olunabilecek kadar yakın olsa, sevsek ama bağlanmasam, bağlanmasak, beklentiler oluşmadan herkes kendi garında iniverse trenden.Yanımdan kayıp giden manzaraya bakarken, trenin tıkırtıları ile gözlerim kapansa, dalsam uykuya.. ve uyanınca bu hikayenin devamını yazsam.
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
15 yorum:
Benimde öyle bir tren yolculuğuna çıkma vaktim geldi :) 10 güne kadar çok uzun olmasada Almanya'dan Amsterdam'a gidicem,darısı başınıza.
trenler hayatın içine açılmış ufak parantezler gibi bence. zaman senin üzerinden aksın ama sana dokunmasın istediğin vakitlerde sokulabileceğin güvenli bir kovuk. alıp başını gitme dürtüsünden uzak günler için.
Şu an yazdıkların o kadar içime işledi, o kadar kendimi gördüm ki sende...hepimizin aynı hamurdan, aynı özden, var olduğumuzun en güzel kanıtı oldu paylaşımın...sonsuz teşekkürler varlığına...
sevgiyle....
red riding hood, kıskandım desem:D
mefisto, trenler sanki zamana karşı olmak, ona inat yaşamak gibi. çünkü düşünsene otobüsle 3 saatte gittiğin bi yere 6 saate gidersin trenle. zamanı silmek istiyorum sanki kafamdan.
fuliyama, hepimiz aynı hamurdanız evet, zaman zaman da aynı paralellere düşüyoruz bazılarımız.
Düşün çok hoşuma gitti sevgili Guguk kuşu. İnşallah bvri gün gerçekleştirirsin de... Ben de arada arabaya atlayıp, kimsesiz Anadolu yollarında gitsem de gitsem diyorum ama galiba tren yolculuğu hem daha kolay hem de daha güvenli. Belki bir gün ha?
Sevgilerle güzel başlayıp güzel bitecek bir hafta dilerim.
ebrulikedi, herşey müzikle başladı. birden dinlerken trende olmak istedim:D
Ne çok insan var o trene binmek isteyen,ben de onlardan biri olduğumu söylesem. Ama yalnız değil benim hayalim, yanımda iki sevdiğimi de götüreyim, onlar yanımda kalan herşeyi sileyim, sonra gittiğim yerde yenisini çizeyim. Ama ille o trene bineyim.
zaten ordasin :)
ben seni alsam ankara garından:)
Haftan günün hatta yüzyılın güzel olsun güzellikkk
öperim
eskiden tren yolculuğunu sevmezdim esracım. çok zaman kayboluyor diye düşündüm. 40 yaşından sonra zamanla ilgili düşüncelerim değiştikçe hayalini kuarar oldum:D.
evet umacım, haklısın tıkır mıkır gidiyorum aslında.
hımmm kediş, hayalimi bozcam ama bi seferlik olsun bakalım. sonra bilinmedik biyere giderim. iyi de ankara konya arası hızlı tren bibuçuk saat bütün bunları nasıl yapacam hepi topu o kadar zamanda ve de hızlı gidiyo adı üstünde manzarayı en fazla çizgiler halinde görürüm hem de ben öyle dışarı bakarsam midem bulanır:D en iyisi sen bize gel:D
kuzumm, evet be yüzyılım güzel olsun bu sözünü de sevdim sanki yüzyıllarca yaşayacakmışım gibi:d
Bu yazı beni etkiledi, öğleden sorna okudum ve perşembe gününe ne uzun ne de kısa bir tren yolculuğu için bilet aldım. Küçük bi rşehre gidip dönücem :)
ohh ohhh ben yazıyı yazayım vladimir hayalime binsin
"Yol boyu köprüler görsem, yaşlanmış köpekler..." bu kadarıyla bile iman ettim ki 'oradaydım'
Şimdi lütfen biraz daha çay içelim. Sigaramı bitirdikten sonra yukarı kaldırarak kapattığım pencereden değilse de gördüklerimden üşüdüm. Şimdi lütfen biraz daha çay içelim.
tamam demli olsun ama çay...
Yorum Gönder