"100 yıl önce psikanalizde ‘normallik’ diye bir kavram vardı. Topluma
uyum sağlayabilme becerisi… II. Dünya Savaşı’ndan sonra Nazi
Almanyası’nda olduğu gibi, toplumların da hastalanabileceği görüldü.
Yani ‘topluma uyum sağlama becerisi’ olarak tarif edilen normallik bir
sağlıklılık ölçütü olarak kullanılmaktan çıktı, normallik bir süreç
olarak tanımlanmaya başladı. Son zamanlarda ise bu sözcük tedavülden
kalktı, çok da isabet oldu. Artık hepimiz arızayız."
"Günah işleme eğilimi ile günah işlemenin ayrı şeyler olduğuna
katılıyorum. Günah işleme eğilimi, “Yapabilirim” diyebilmektir. Bu bir
bakıma insanın kendi gölge arketipini kabullenmesi anlamını da taşır.
Günah işleme eğilimimizin olduğunu kabul etmek bizi hafifletir. Bence
bu, günahın eyleme dönüşme olasılığını da azaltabilir."
"İnsan, gölgesiyle sizin maske dediğiniz personası arasında çatışma
olmadığı zaman huzur buluyor. Bir de şu var; gölgesiyle barışık insanlar
daima daha çok aranırlar, yaptıkları yadırgansa bile. eytan tüyü mü bilemem ama gölgenin olduğu yerde hayat vardır. O
insanların cazibesine kapılanlar, aslında hayata doğru çekiliyorlar.
‘Arızalı’ dediğimiz insanları düşünün; ya eleştiririz onları, ya da
onlardan geçiniriz. Bir bakıma, “Madem ben çıldıramıyorum, bir çılgının
dünyasından geçineyim” hali… “Bu iki insan nasıl arkadaş olabilir ki”
dersiniz ya, bu tür ilişkilerdir onlar."
"Fakat gezegenimizin tek bir oluşum, tümüyle canlı bir organizma olduğunu
artık biliyorum. Biz gördüklerimizi canlılar, cansızlar, insanlar,
hayvanlar, bitkiler diye sınıflandırmışız ama evrende böyle bir
sınıflandırma yok, sokaktaki kaldırım taşının içindeki atomlarda bile
‘dans’ sürüyor. Özgürleştirici bir keşif oldu bu benim için. Öğrendiğim
ikinci şeyse şuydu: Olaylar, biz onlara baktığımızda vuku bulur. Ortak
şeyler gördüğümüzü sanırız ama muhtemelen bu bir yanılgı . Hepimiz kendi
geçmişimizle, kendi zihnimizle, kendi gözlerimizle görürüz. Beynimiz
bize, milyarlarca uyaran arasından bizzat seçtiklerini sunar.
Farklılıklarımız da zaten bu seçimde ortaya çıkar."
Engin Geçtan
"Çevremizdeki
milyonlarca nesnenin hep farkındayızdır -şu değişen şekiller, şu yanık
dağlar, motorun sesi, gaza basma duygusu, her kaya, ot, çit direği ve
yol kıyısındaki atık parçalar- tüm bunların farkındayızdır; ama
alışılmadık bir şey olmadıkça ya da bize, görmeye hazırlandığımız bir
şeyi yansıtmadıkça gerçekten bilincine varamayız. Bunların bilincine
varamıyorsak ve hepsini anımsamıyorsak bunun nedeni belki de kafamız bir
sürü gereksiz ayrıntıyla dolu olduğundan
düşünemeyecek hale gelmemizdir. Tüm bu farkına vardıklarımız arasından
bazılarını seçmemiz gerekir ve seçip de bilincimizi yönelttiklerimiz
farkına vardıklarımızın asla aynısı değildir; çünkü seçme işlemi onları
değişikliğe uğratır. Çevremizdeki, farkına vardıklarımızın oluşturduğu
uçsuz bucaksız araziden bir avuç kum alır ve bir avuç kuma dünya deriz. "
Robert M Pirsig, Günümüzün Aklı
Robert M Pirsig, Günümüzün Aklı
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder