2 Haziran 2010 Çarşamba

SOBEEE

Oturup düşündüğümde, daha doğrusu rahmetli dedemin dediği gibi "şapkamı önüme koyup düşündüğümde" aynı olayı en az iki farklı şekilde değerlendirebiliyorum. Bazen, bu iki değerlendirme birbirine taban tabana zıt olabiliyor. Bazen, en sonunda düşündüğümde bu farklı alternatiflerin bir noktada birleştiğini görüyorum. Ama sanki son zamanlarda, bu farklı bakış açılarında iki farklı kişiyi görür oldum. Biri daha baskın. Diğerine pek fırsat tanımıyor. Daha acımasız, sivri dilli, olayları negatif yönüyle gören, eleştiren, yargılayan, kınayan. Sanki ortalığı sarmış; tıpkı ayrık otu gibi. Seviniyorum; en azından onu diğer otlardan ayırtedebildim. Zararlı olduğunun; sinsice tüm güzellikleri sarıp boğduğunun farkındayım. Ama henüz tüm bahçeyi kaplamış değil. farkettim ki, birini yargılama fikri o anda aklından geçtiğinde acaip bir haz duyuyor. Böylelikle diğerinin kendi kendisini yargılamasına ve özeleştiri yaparak farkındalık sahibi olmasına engel oluyor. Çünkü eğer buna engel olmazsa yaşama amacı kalmayacak, kuruyup gidecek. Artık onu sobeledim:D Elbette bir tarlayı ayrık otlarından öyle hemence temizleyemezsiniz. Öyle bir kök salar ki toprağa, o kadar hızlı, kolayca yayılır ki. Oysa zordur meyve yetiştirmek. Zahmet ister, emek ister, su ister, güneş ister.....Ama çok tatlıdır. Sobelendin içimdeki yargılayıcı, kınayıcı, eleştirel ben. Seni dışlıyor değilim. Belli ki içime mevzilenmişsin, yayılmaktasın. Ama seni gördüm ve olumlu benin de farkındayım. Belki sizler gibi daha bir sürü bencik daha var içimde. Hepinizi görüyorum:D

2 yorum:

beenmaya dedi ki...

bunun farkında olmak, bunu görebilmek, sobeleyebilmek değil midir zaten asıl marifet...

guguk kuşu dedi ki...

umarım mayacım umarım.