10 Şubat 2009 Salı

BİRİ ŞU DÜĞMEYE BASSIN!


Etrafıma baktığımda, herkes bir koşuşturma içinde. Hayat sanki hızlı çekim. İçimden, bir buton olsa diyorum; bassam; bir anlığına her şeyi durdurabilsem. Herşeyi yakından izlesem: Dondurma yiyen çocuğun yüzündeki hazzı, yan yana gezen iki sevgilinin birbirine kenetlenmiş ellerini, para üstü veren simitçinin yüzündeki hayat kaygısını, sabah eşiyle kavga edip evden çıkmış kadının yüreğindeki kırgınlığı seyretsem dakikalarca......Koşuşturma durduğuna ne kadar da bambaşka oluyor hayat. Anlık duygular kalıyor geriye sadece. Bu durma esnasında, insanlar dinlense, ben dinlensem. Onlar böyle donup kalmışken, koşuştursam aralarında, çocuğun elinden dondurmasını alıp yalasam ve geri eline tutuştursam, yüzü asık olan kadının dudaklarının kenarlarını yukarı doğru çekip, yüzüne gülümser bir hava versem, simitçinin eline bi 50 Lira tutuştursam, sevgililerin eline bir papatya versem........Bi banka oturup sıkılana kadar seyretsem, seytersem..........Düğmeye yeniden bassam, herkes kendine gelse. Çocuk dondurmasını yalamaya devam etse, sevgililer papatyayı koklasa, simitçi mutlulukla elliliği cebine koysa, kadın içindeki sıkıntının nasıl olup da geçtiğini düşünse.....
Tıpkı Amelie gibi, bazılarına küçük cezalar verebilsem bu durgunluk anında. Az önce garsonu gereksiz yere azarlayan o kaba adam mesela: tam hayat durmuşken, bıyığının yarısını kessem, o küçük çocuğu bileti yok diye otobüse almayan şoförün başına çiçekli, tüylü bi şapka taksam. Düğmeye bassam, garson gülmeye başlasa, adam şaşırsa ve aynaya baksa........Otobüs şoförü, otobüse binen herkesin gülmesi ile dikiz aynasına baksa......... Öğrencisini aşağılayan o asık yüzlü hocanın yanağına siyah kocaman bi böcek kondursam.....kendine geldiğinde böcek ağzına doğru kısa bi gezintiye çıkmış olsa...se, sa, se, sa.............
Bu sebebi bilinmez koşuşturma içinde neleri kaçırdığımı hep merak etmişimdir. Bilmeden kaç üzüntülü insanı azarladım ya da şaka yapayım derken kaç kişinin kalbinin ince yarasına parmak bastım? Ya da o yaşlı teyzecik ne çok sohbet istemiş, günlerdir bir merhaba bile almamıştı da benim onu dinlemeye gücüm yoktu? Çok geveze olan yan komşumla karşılaşmamak için ne taklalar atmıştım, oysa bana çok güzel bir iltifat edecekti belki de sadece....küçücük prensesime kocaman bir anne olmama rağmen bağırmam ve onun kaloriferin önüne çöküp ağlaması, acaba yaptıklarımızın ya da yapmadıklarımızın ne kadar farkındayız?
Küçük bir dokunuş belki de 10 tablet antidepresan etkisi yapabilir, karşındakini sabırla dinleyebilmek panik atak durumunda yatıştırıcı olabilir. Gelin şu düğmeye zaman zaman basalım.

6 yorum:

Ful yaprakları dedi ki...

düğmeye basılmıyor artık, makine bozulmuş bence.
herşey giderek hızlanıyor yozlaşıyor :(((

guguk kuşu dedi ki...

Bilmem ki Fulcüm, gerçekten makina bozuldu mu? Ama bu koşuşturmadan çok yorulduğumu hissediyorum. Küçük hoşluklara o kadar çok ihtiyacımız var ki.

Unknown dedi ki...

Sihirli değnek elinde hadi dokun herkese.Gerçekleşebilir şeyler hayal ediliyor sadece.Sevgiler dilek.

guguk kuşu dedi ki...

Haklısın Sufi, aslında gerçekten hayal ettiklerimiz gerçekleşebilir olanlar, çünkü o hayallerle aynı frekansta titreşiyoruz. Zaten aynı frekansta olmadıklarımızın farkında bile değiliz ki hayal edelim.

Ful yaprakları dedi ki...

evet küçük boşluklar.ama herkes robot gibi olmuş.odalarına gidiyorsun biraz nefes almaya bir kahve içmeye belki de 2 dk sohbet etmeye kimse buyur etmiyor seni bir şeyler anlatmaya çalışıyorsun yüzüne bakmıyorlar gözler monitörde!
o yüzden kendi kendime mola ve küçük boşluklar yaratmaya çalışıyorum şu zalim haller içinde:))

guguk kuşu dedi ki...

Biliyomusun yazını okurken, senin o kızdığın şeyi kendiminde yaptığını farkettim. Hani odanda biri var, konuşuyor, sohbet ediyorsun hatta ama benim gözler ara ara monitöre kayıyor. aklım zaten hep orda: yaaa acaba istatistiği doğru mu yaptım? makaleye şu cümleyi de eklesem iyi olur. Utanıyorum kendimden. Ama en azından farkındayım. Bu ara hep aynı tip şeylerle karşılaşıyorum. Hayatı Yavaşlatmak...mesela Ben Göründüğümden Fazlasıyım adlı blogda hitit duasını buldum harikaydı...çıktısını alıp gözümün en yakınına astım. Arkadaşlara mailledim bazılarına kağıtta verdim. Bak ne güzel sen bana yorum yazıp güzel bir boşluk yarattın kendine, bu bir zincir gibi ben sana cevap yazdım ve kendime hoş bir boşluk yarattım. İyiki var şu bloglar ve senin gibi tatlı blogcular...sevgiyle kal