13 Mart 2009 Cuma

ANLAMAK-2


-Bu da hep böyle yapıyo ama...

-Yaaa, aslında, BİLİYORUM, içindeki yaralar kendini geri çekmesine neden oluyor, tekrar yara almak istemiyor ama hiç çekilmiyor canım. Biz yine de idare etmeye çalışalım.

Bilmek ve anlamak eş anlamlı sözcüklermiş gibi kullanılır zaman zaman. Oysa eş anlamlı olmadıkları gibi, orjinleri de farklıdır. Bilmek zihinsel kaynaklı, anlamak yürekten gelen bir işlevdir. Bilirsiniz: içindeki küçük çocuk kırılgandır, ilgi ister de söyleyemez. Söylenmeden gelinsin, fark edilsin ister. Ama bilgi zihinden gelir; zihnin rengi gridir. Bilgi dış dünyadan gelen verilerle elde edilir. Dolayısıyla bilme işleminde sizin algılama işlevinizin objektifliğide devrededir. Zihin hemen mantıksal çıkarımlar yapar: eee naapalım canım, büyüsün artık o da, di mi? Ve karar verir: ben onun büyümesine yardımcı olmalı, ona doğru yolu göstermeliyim. yani mantıksal çıkarımlar devreye girer. Doğrudur herşey. Evet karşınızdaki çocuk ruhludur, beklentileri vardır ama bilginin harmanlanışı ve özümsenişi farklıdır. Bilgi işlenmesi, yorumlara yol açar, yorumlarla tamirci modunda düzeltme, ekleme ve çıkarma moduna girersiniz. Çünkü zihnin elindeki alet budur: düzeltmek. Ben bu metodun pek işe yaradığını görmedim. Hatta çoğunlukla geri tepmelere neden olur diye bilirim.

Oysa anlamak böyle değildir. Belki o konu hakkında hiç bir şey bilmiyor olabilirsiniz. Ama bir his vardır içinizde. Sanki onun yüreğinden sizin yüreğinize ruhunun kelimeleri bir bir süzülür. Karşınızda size bas bas bağırarak hakaret ediyor belki de o anda. Kabaca, kızgınca ve belki de haksızca. Tıpkı mors alfabesi gibi, duyumları alırsınız. Görüntü değişir, kodlar ve yazılımlar değişir. Duyumlar yürekten gelmektedir. Tarif edemezsiniz belki de yeterince bir başkasına ya da tarif etme gereği bile duymazsınız. Hissetiklerinizi tasnif bile edemezsiniz. Yorumlar çıkarımlar yoktur anlama sisteminde. Yaptırımlarsa hiç yoktur. O sinirden tepinen adam, yalvaran size yakaran birine dönüşür anlama gözlüğü ile bakınca: lütfen, yalvarıyorum sana, anla beni, baş edemiyorum artık, benim elimdekiler bu kadar, bak döktüm ortaya. Heeeyyy, körmüsün, sağırmısın, duyyy beniiiiii haline döner görünüm. O zamana kadar, sizi kıran bu davranışı yalvarma halini alır gözünüzde. Yürekten yüreğe bir haberleşme şeklidir anlamak. Şöyle bir içiniz burkulur hani. Hemen tamir etmeye, tedavi etmeye kalkmazsınız. Bilirsiniz verilecek akıllar, yapılacak suçlamalar, ben sana demiştim demeler yersizdir ve geri teper. ve anlarsınız sadece. Ne kızgınlık vardır o anda yüreğinizde ne sevinç, ne gurur...Bilinçsizcesine, planlamadan oluverir herşey bundan sonra. Zorlamalı bir acıma ya da anlayış değildir, anladıktan sonraki. Kendiliğinden olur, böyle olduğu için kabul görür zaten karşı yürekten. Ne siz verirken farkındasınızdır ne o alırken. Sanki fizik kanunları gibi, suyun çok olan yerden az olana doğru akışının doğallığında olur herşey. Ve bu böyle devam eder. Sanki siz onu anladıkça, o da sizi anlar hale gelir. Birbirini besleyen iki ırmak gibi. Bilmek pozitif ya da negatif olabilirken, anlamak nötrdür. Sadece anlamaktır. Üzerine başka bir yorum eklenemez. Ve birkez anladıktan sonra, geri dönüş olmaz. ne kadar zorlansanız da, ne kadar kırılsanız da anlamaya devam edersiniz

Neolur, bu nedenlerden dolayı, bilmeyi günlük teknik işlerimiz için kullanırken, insani ilişkilerimizde anlamak gözlüğünü kullanalım. Ama anlamak için öncelikle istemek gerek. İstemek için yüreğinizi açmak gerek. Çünkü anlamak kalpten kalbe bir köprü. Siz yüreğinizi açmazsanız, köprü tek ayaklı olmaz. Yüreğimizi açmak için gereken tek anahtar da: SEVGİ

Sevgili Guguk Kuşunuz.

12 yorum:

öykü dedi ki...

Evet tek anahtar sevgı

ve anlamak dınlemekten gecıyor
belkı de en buyuık eksıgımız dınlemek oluyor karsımızdakını..
Dınledıkce anlıyoruz anladıkca sevıyoruz..Ve paylastıkca buyuyoruz
boyle dusunuyorum ben
sevgıler guguk kusum guzel bı haftasonun olsun

Biraz dedi ki...

bilmek-anlamak ikilisi, bakmak-gormek ikilisini animsatti hemen!:)

Biraz dedi ki...

bakmak ve gormek gibi di mi?

Belgin dedi ki...

"Ama anlamak için öncelikle istemek gerek. İstemek için yüreğinizi açmak gerek. Çünkü anlamak kalpten kalbe bir köprü. Siz yüreğinizi açmazsanız, köprü tek ayaklı olmaz. Yüreğimizi açmak için gereken tek anahtar da: SEVGİ", demissin.
Dogru, insan isterse ve acarsa yüregini sevgiye, birkac bin kilometre uzaktadan da olsa, yüreginin icine böyle sevimli, tatli ve rengarenk cici kuslar da girermis:)
Cok güzel anlatmissin, anlamayi bitanem, öptüm kocaman yüreginden:)

sufi dedi ki...

Guguk kuşum;
Açıver gönlünü giresim geldi,
Manadan manaya geçesim geldi
Toplayıp mana çiçeklerini
Başından aşağı saçasım geldi.

Basak dedi ki...

bugünümün yazısı da bu olsun.. eline sağlık guguk kuşu

guguk kuşu dedi ki...

@öykücüm, bazen dinlesem de anlamadığım anlar çok oldu. Ya da beni dinlediği halde anlamayanlar. Ama tabiki dinlemeliyiz birbirimizi. Ama sözsel olarak değil sanki. Yine de anlamak bana daha farklı bişeymiş gibi geliyor.
@evet sevgili biraz, aynen öyle. Baktığım halde göremediğim o kadar çok oldu ki. Ya da hiç bakmadığım halde gördüğüm. Gönül gözü dedikleri bumu ki?
@Canım Belginim, "SEVGİ" benim için çook önemli bir kelime. Babamın bana yadigarı. Sanki bana bıraktığı bir misyon. İnanıyorum kapıları açacağına.
@Sufim, ne tatlısın sen. Gönlüm her daim açık ki. İşte bu yüzden büyük mutluluklarımın yanı sıra bir sürü tırmık izleri var orda.
@başakcım, beğenmene çok sevindim. Bu konu benim için önemli. İçimde yaşadığım şeyleri daha rahat anlatabiliyorum. Sevgiler.

Zeugma dedi ki...

Sevgi her şeyin çaresi..
Yazı çok güzel yine..
Bakmak ile görmek arasındaki fark nasılsa bilmek ile anlamak da öyle..Ve sen çok güzel irdelemişsin sevgili gugukcuğum..
Öpüyorum..Sevgiler..

guguk kuşu dedi ki...

@Sevgili Zeugma, haklsısın sevgi herşeyin çaresi, ama bizler sevgiyi de farklı duygularla karıştırıyoruz. hayranlığı, tutkuyu sevgi sanıyoruz. sevgi ise bambaşka bişey. umarım hepimiz ölmeden önce gerçek sevgiyi yaşayabiliriz. Sevgilerimle.

Adsız dedi ki...

sevgili kuşum, sevgi en muhteşem anahtar.. İnsan kendini tam olduğu gibi sevdi mi, kapılar pıt pıt açılmaya başlıyor...
sevgimle kucaklarım.. :)

guguk kuşu dedi ki...

Evet cheetosum, kendimi tam olduğum gibi sevmek le başladı herşey, sevdikçe açılacak kapılar. bende seni kucaklıyorum.

Adsız dedi ki...

Haarika.Yüreğime dokundu.

Sait Faik'in sevdiğim sözü de geldi aklıma.
Dünyayı güzellik kurtaracak.
Bir insanı sevmekle başlayacak herşey.

Yüreğine sağlık..