İçimden geldi, yüreğimi, ruhumu, zihnimi iyi olan şeylere açıyorum. Ruhumuzun naifliğine uygun materyallere açıyorum. Hani bahar çiçekleri gibi, yavru kedinin patileri gibi şeyler.............Artık anladımki, şunu yapmamalıyım dedim mi, kısa süre içinde alasını yapıyorum:). Birkaç gündür bu mekanizmanın peşindeki bir dedektif gibiyim. Canım Düşümün de dediği gibi, içimdeki bencikleri red etmeden, görmeliyim, onların da benim parçam olduğunu anlamalıyım. Ama efendiyi doğru seçmeliyim. Dolayısıyla, ben, yapmamalıyım dediğim an, onları dışlıyorum. Ama onlar var; ben dışladığımda, kendilerinin varlığını kanıtlarcasına, görevlerini daha bir belirgin şekilde yapıyorlar. Ben de ağzımın payını almış olarak, vicdan azabı yanımda kar, oturup kalıyorum. :(
Pupa yelken, iyilikler, güzellikler diyarına giderken, gitmeye karar vermişken, bizim yaramaz tayfaları göz ardı etmeyeceğiz anlaşılan. Son tahlilde, onlar da benim yavrucuklarım:). Ben yüreğimi açtım güzelliklere. Güzellikler doldukça, bizimkiler eskisi kadar faal olamayacklardır belki de. Ama biline ki efendi: GERÇEK, ÖZ, HAS BEN yani O. Neymiişşşşşş, bencikler kakalanmayackmışşşşş, dikkatle izlenecekmişşşşş, yarmazlık yapmaya başladıklarında şşşşt denip, kulakları çekilecekmişşşşşşşş. Bu benciklerin diyetine dikkat edilecekmişşşş. Nefret, kıskançlık, mızırdanma, tembellik diyetlerinden hemen çıkarılacakmışşşşşş.
(Siz eve gidince görürsünüz. Ben şimdi milletin yanında dişlerimi sıkıyorum. Evde canınıza okuycam. sus sus bakim, aaa hala konuşuyo. Eve gidiyim hepinizin ağzını caarrrtttt diye yırtmazmıyım:):):))))).
1 yorum:
çoook güzel bir farkındalık yazısıydı teşekkürler:)evet tüm parçalarımızı bizi biz yapan sevmeliyiz.kendimizi olduğu gibi kabul etmeliyiz.işe kendimizden başlamalıyız diye düşünüyorum.sevgiler:)
Yorum Gönder