
Her yeni yıl, her yeni mevsim, her yeni ay, yeni gün, yeni saat ve hatta saniye yeni bir başlangıçtır. Kısacası zamanı en doğru tanımlayan kelime "AN" dır. Yani şuan, bulunduğumuz an. Ne kadar şanslıyız, yeni başlangıçlar yapmak, kararlar almak ve aldığımız kararları uygulamak için her an fırsatımız var. Randevu almak zorunda değiliz.
Ben de, tam şuanda kararlar aldım ve uygulamaya başladım.
Bedenle ruh birbirinin tamamlayıcısı. Birindeki etki diğerinde de kendini gösterir. Ruhun tepkileri bendende fiziksel cevaplar şeklinde görülebilmesine rağmen, etki aslında soyuttur, elle tutulmaz, gözle görülmez. Bedensel durumların ruhtaki etkisi, ruhu ya inceltir ya da ağırlaştırır. Bende bu bildiklerim ışığında, daha sağlıklı bir bedene ve daha naif bir ruha sahip olmak istediğime karar verdim. Arınmak istedim sanki. hafiflemek, bedenime ve ruhuma ağır gelen fazlalıklardan kurtulmak istedim. Silkinmek, zihnimdeki pireleri kovalamak istedim.
İlk olarak yeni bir beslenme düzeni oluşturdum. Ben buna guguk diyeti diyorum. Valla öyle 3 günde 5 kilo verirsiniz, çağla şikel gibi olursunuz tarzında propagandalarım yok. Efendim benim sloganım şu:
Sofradan doymadan kalk, acıkmadan ye, her türlü besinden ye ama azar azar ye. Nasıl ama. harika dimi? yemek tabağımın boyutunu küçülttüm. Öğün sayım doğal olarak altıya çıktı. Bir aydır hiç kola içmiyorum (bana bakın, küçümsemeyin, bu benim için devrim demek). Kola dışında başka bir içecek sevmediğim için de geriye içecek olarak su kalıyor. Bol bol su içiyorum. Masamda sürekli pet şişede su var. Aklıma geldikçe tepeme dikiyorum şişeyi. Kliniğe giderken de yanıma küçük pet şişe ile su alıyorum.
İkinci önemli konuya gelelim. Yemekleri yavaş yiyor, bolca çiğnemeye çalışıyorum. Ben normalde lokmaları ağzımın içinde bir kere çevirip, löp diye yutanlardanım. ve öyle hızlı yemek yerim ki, herkes çorbayı içerken, ben kürdanla dişlerimi karıştırıyor olurum. (arkamdan atlı kovalıyor ya). Kendimi kontrol edebilmek için, buaralar lokmaları çiğnerken, sayıyorum: biiir, ikiii, üç,,,,,,,, taki lokma, gerekli kıvama gelene kadar.
Üçüncü önemli nokta: aynı öğünde tek çeşit yiyorum. Bir kaç çeşidi midemin ve barsaklarımın hazmetmediğini farkettim. Mesela sadece makarna, sadece çorba, sadece et.....
Dördüncü önemli nokta: et ve kızartma yemekten mümkün olduğunca kaçınıyorum. Ara öğünlerimde, light yoğurtla karıştırılmış yulaf ya da kepek yiyorum. Yalnız bu arpa, yulaf ve kepek muhabbetlerinden sonra kişnemeye başlarsam şaşırmayın. Zaten buaralar kırlara olan özlemimde pek bi arttı. Hadi hayırlısı....
Beşinci önemli nokta: uzun süreli aç kalmıyorum. 3 saat ara ile atıştırıyorum. Mesela öğlen yemeğinden 2 saat önce, yulaf-yoğurt karışımımı yiyorum. Akşam yemeğinden önce 1 salatalık ve 1 havuç yiyorum. Uzun süreli aç kaldığımda, az da yesem hazımsızlık çektiğimi farkettim.
haa, buarada tuzu da biraz azaltmam lazım.
Havalar güzelleşiyor, günlük yürüyüşlere başlama zamanım geldi. Yeşilliklerde kitap okuma zamanı da.
Yeni mevsimleri, yeni günleri, yeni olayları, yeni dostları daha hafif ve daha naif olarak karşılamam lazım. Ruhumdaki ve bedenimdeki ağırlıkları atmam, silkinmem lazım. Zihnimdeki öten kurbağaları, tanzanyaya göndermem lazım. etrafımdaki karamsar baykuşları kafdağına süresiz tatile yolladım bile. Güzelliklere, merhamete, anlayışa, sevgiye, dostluğa, fedakarlığa yer açmam lazım. O yüzden bazı şeylere veda etme zamanı geldi bile. gerçek BEN'e ulaşmak için aynamı parlatmam lazım. Bana yeni bir bakış açısı lazım.